Yansıma | Yanılsama
- yasamladans
- 16 May 2021
- 3 dakikada okunur
Güncelleme tarihi: 3 Eki 2021
Birlikte öğrenmek, keşfetmek, yeni ilkleri deneyimlemek, birlikte yol almaya devam edebilmek tüm ilişkilerde ne de önemli kilit nokta.
Yoksa bağlantı ve bağ zayıflayıp, bir gün bağlarının koptuğunu, yeniler ve ilkleri kimle tatmayı seçer olduysan onunla bağ kurmuş halde bulursun kendini.
O beraber yapmayı seçtiğin şeyleri ya da ilkleri birlikte yapacak başkalarını arar ya bulur olmuşsundur.
Ya da tek.
Öğrenci bile aslında yeni hocalar aramaya, hocasını yetersiz görmeye başladığında yollar ayrılır.
Eski bağ hala var gibi yanılsama içinde devam eden için bu haller hep üzüntü kaynağı, neden ben, neden böyle olduk ki, neden böyle davrandı ki dedirten, eskiyi aratan yanılsama içinde yaşanmasıdır. Döngüyü gözden kaçırmış, karşı yandaki ya da yoldaş, öğrenci, eş, dost, vb. dediğinin yeni yollar ya da yoldaşlara geçişini görememiştir.
Bir anda tek bulur kendini bunu farkederek. Farketmeye aracı olan fiil ya da o an öncesi o süreci çoktan getirmiştir halbuki.
O en baştaki seçimle, yeni ilkleri, bilgileri, paylaşımları, aracılık ve arayışları tek ya da başkalarıyla denemeyi seçtiği, bu seçime ise sen üzerinden gerekçe getirdiği an. Bağ kopmaya başlamıştır artık, tercihin değişimiyle. Belki yol da.
Değişen sadece o ilişki içindeki yanlardan birisi olmuştur oysa. Ad değişir, suret değişir, mekan değişir, tarih değişir. Kişi deneyimleyeceklerini, yeni öğreneceklerini , aktaracaklarını, heyecanları, aynı şekilde yaşayacaktır seçtiği başka suret ile de veya kendiyle. Aynaya baktığında tırtıl mı,kelebek mi; başkasına baktığında da tırtıl mı, kelebek mi gördüğün; kimle neyi tırtıl, neyi kelebek gözüyle yaşadığın sadece yansımanın senin gözüne ne şekilde ulaştığıyla ilgilidir.
Tıpkı bir kitabın kaderinin okuyucunun kapasitesine bağlı olduğu gibi. Aynı günü defalarca yaşayan, Bugün Aslında Yarın filmindeki Phil değişmedikçe yarın da aynı
bugünün yaşanması gibi. Dün de yaşanmış olduğu gibi.
Ya da Tolstoy'un Üç Fevkalade Yanıt öyküsünde özetle dediği gibi: Şimdiki an üzerinde egemenliğimiz olan tek zamandır. En önemli kişi birlikte olduğun, hemen karşında olan kişidir, zira gelecekte herhangi başka biriyle bir ilişkin olup olmayacağını kim bilebilir ? En önemli iş yanı başında duran insanı mutlu etmektir, çünkü tek başına bu, yaşamı arayıştır.
Veya Echart Tolle'un da dediği gibi,'Sevgi, kendinizi başka birinde görmektir. O zaman karşınızdaki kişinin "başkalığı" sadece insan boyutundaki bir yanılsama olarak kendini gösterir.Egodan kurtulmak için gereken tek şey, onun farkında olmaktır, çünkü farkındalık ve ego bir arada olamaz.'
Bir dur ve buraya kadar yazılanların bedenindeki etkisini hisset sessizce.
Olduğu kadar, elinden geldiği kadar, sahip olduğun kadar, becerebildiğin, farkedebildiğin kadarıyla biricik ve değerlisin. Sen de, çevrendeki yol arkadaşların da.
Yol arkadaşım/arkadaşlarım değişse de ben değişmedikçe daha çok yeni yol arkadaşları ararım. Yol mu, yolculuk mu önemli olan sorusunu her ikisinin de yoldaki benle var olduğunu fark edip sormaz olurum.
Yaşam sanatını özetleyen tam da budur: Bütün başarıların ve mutluluğun sırrı budur: Yaşamla Bir Olun. İnsanın yaşamla bir olması, şimdiyle bir olmasıdır. O zaman aslında yaşamın sizin sayenizde yaşadığını görürsünüz. 'Yaşam dansçıdır ve siz de danssınız.' dediği gibi Echart Tolle'un.
Üç Fevkalade Yanıt yerine başka yanıtlar ise yanındaki, karşındakiyle, yaşamla arana giren koca boşluklar demektir. Onları doldurmak için harekete geçen ilk kişi ya da en yakındakiyle doldurmayı seçersin hemen. Bunu anı yaşamakla karıştırarak. Sonra yine döngü seni aynı yere ve aynı boşluğa bırakmış halde bulursun kendini.
Onun yerine Üç Fevkalade Yanıt ise yaşamı arayışında bambaşka yerlere taşır seni. Kaybolmadan, yolunu yitirmeden, ilerleme şansı verir. Aynada kendine ya da karşındakine her baktığında barındırdığı güzelliklerin farkına varabilip; iş işten geçmeden her şeyin bakış şeklinde olduğunu farkedenlerden olmak ne zor ama ne kıymetlidir.
Yanındaki kim olursa olsun yolda olanların yansıma ya da yanılsama olarak ulaşması sadece senin bakışında gizlidir. Boşluk hissi yaşamadan yaşamı arayan ve yola devam edenlerden olabilmek için aynadaki, yanıbaşındaki kelebeğin naif ve güzel kanatlarını, rengini görerek davran ki kısacık yaşamının sonunda kendinin de, hep yanıbaşında olanların da kelebeğe dönüşümü kaçırmadım diyebil.
Güzel bir manzaraya, seni heyecanlandıran bir şeye bakarken o an fiziken yanında olmasa dahi o hep yanıbaşında olanlarla birlikte bakıyor olmak, o an fiziken yanında değil diye alanı başka birisi ile doldurup onla bakma yoluna gitmemek ne derin bir farktır. Sevgiyi kalbinde taşıyan, kalbini duyan, kalp gözüyle bakan için ne de doğal bir haldir. Dünyevi arzulardan uzak, aynadaki ya da yanındaki tırtıla bakıp kelebeği görebilen, onunla birlikte kelebek olup kanat çırpmak, güzelliklerini sergilemek, bir çiçeğe konmak, yeşiller arasında uçmak için geçilen yolun değerini bilen, sabrı bilen, yaşamla bir olup kendisiyle yol ve yolculuk denen yaşamın var olduğunu, yoldaşların değişmesinin meselenin özü olmadığıni fark eden her can ne özeldir. Her şeyden önce sadakati öğrenmiştir çünkü, kendisine ve de yaşama.
Düşün ve fotoğraf seçimi: Figen Özal
Yaşamla Dans Farkındalık Kulübü
Comments